Çin Yuanı Yükseliyor! ABD’nin Doları Silah Olarak Kullandığı İddiasıyla Yuan Etkisi Hızlanıyor
Yıllardır küresel rezervlere hakim olan doların seyri tehlikede! Son yıllarda yaşanan siyasi gelişmeler ve jeopolitik gerilimler Çin yuanına olan talebi hızla artırdı. Hal böyle olunca Çin hükümetinin yuanı dünyanın en büyük para birimlerinden biri yapma hedefi ivme kazandı. Peki yuan, dolar ve euro rezervlerinin yerini alacak mı? Detaylar burada! ?
Kaynak:https://www.bloomberg.com/news/article…
Çin hükümeti uzun süredir resmi para birimi olan yuan’ın küresel rezervlerini artırmaya çalışıyor. Dolar ve euro hakimiyetine ayak uydurmak da hedeflerin ortasında.
Aslında yıllardır Rusya ve Suudi Arabistan’dan Brezilya ve Fransa’ya kadar birçok ülke ile yaptığı anlaşmalar, bu konuda değerli adımlar atıldığının bir göstergesi. Böylece yuanın kullanım alanı da giderek genişliyor.
Dünya hala doların hegemonyası altında olsa da Çin’in bu hamleleri doların uluslararası finans sistemine hızla nüfuz etmesini sağlıyor.
Ayrıca, jeopolitik gerilimler tırmandıkça ve küresel ticaret alanı her zamankinden daha agresif tavırlara tanık olurken, Çin’in yükselişi kolaylaşıyor.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş bir yandan mali şiddetiyle dünyayı sallarken bir yandan da 1 yıldır devam ediyor. ABD’nin yaptırımlar yoluyla doları silah olarak kullandığının örnekleri çoğalmaya devam ediyor.
Burası Çin vs. Ülkelerin dolar kullanımını azaltması için yeterli bir bahane oluştururken buna ABD ve Çin gibi iki dev ekonominin ortasında yaşanan sorunlar da eklenince yuanın yükselişi kaçınılmaz hale geliyor.
Ayrıca pandemi dönemindeki kapanmaların da etkisiyle küresel ekonomide etkisi azalan Çin, uluslararası finans alanında yuanın yükünü artırarak ortayı kapatmak istiyor.
UBS Global Wealth Management küresel varlık tahsisi başkanı Adrian Zuercher şu yorumu yapıyor:
Çin aslında dünyanın sadece ABD ve Batı’dan ibaret olmadığını göstermek istiyor. Bu hamlelerle ABD’ye basitçe ‘Bizim size ve dolarınıza ihtiyacımız yok’ diyorlar.
2019’dan bu yana, petrolden nikele birçok yeni anlaşmayla yuanın küresel ticaret ödemelerindeki payı hızla arttı.
Yuan hala Çinli yetkililer tarafından büyük ölçüde kullanılıyor olsa da, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ile yuanın küresel işlemlerde ivme kazandığını söyleyebiliriz.
Finansal işlemler ve ödemeler için uluslararası bir sistem olan SWIFT’e erişemeyen Rusya, döviz işlemlerinde, ticarette ve özel tasarruflarda yuan’a yöneldi.
Dünyanın en büyük para birimleri olan Çin yuanına olan talebi artırmaya devam etmesi, dolar ve euroya bağımlı devletlerde alarma neden oluyor. Sooschow Üniversitesi’nde profesör olan Victor Gao şu yorumu yapıyor:
Çin, yuanın kullanımını artırmak için yeni yollar yaratırken bu konudaki kararlılığını da gizlemiyor. Diğer devletlerin yuanı tercih etmelerini desteklerken Çin, ABD’nin bu ilerlemeyi durdurmak için harekete geçmesi durumunda daha fazla değişiklik yapmaya da şimdiden hazırlanmalı.
Ayrıca, yuanın Rusya’nın toplam mevduatı içindeki payı, savaş öncesi dönemde neredeyse sıfırdan Ocak ayında yüzde 11’e yükseldi.
Bu da Rusya’nın döviz rezervlerinde dolar ve euro’nun yerini yuanın aldığını gösteriyor.
Yükselişine rağmen, yuanın dezavantajları da var. Yerleşik bir serbest piyasa sisteminden yoksun olması büyük bir sorundur.
Goldman Sachs’ın eski baş ekonomisti Jim O’Neill, “Çin’in yabancı yatırıma ve ulusal para birimine olduğu kadar yerli yatırıma daha fazla özgürlük vermediği sürece tamamen küreselleşmiş bir yuan görmesi imkansız” diyor.
Çin’in sermayenin serbest dolaşımına izin vermeme ısrarının temelinde ekonomik ve siyasi sorunlar var.
Böyle bir durumda meydana gelebilecek ani sermaye çıkışlarının ülke ekonomisini kötü etkileyeceğinden ve Komünist Parti’nin gücünü sarsacağından korkulmaktadır.
Sermaye ülke dışına çıkmaya çok hazır olsa da Çin’in ne kadar döviz talep edeceği belirsiz. Bu nedenle, sermaye akımlarının kontrol altında tutulması hala elzemdir.
Neticede son yıllarda yaşanan siyasi gelişmeler ve ülkeler arasında dinmek bilmeyen jeopolitik gerilimler doların kullanımını azaltırken yuanın önünü açıyor.
Artık iki güçlü devlet arasında yatırım ve finans alanına da yayılan bir yıpratma savaşının başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarını bekliyoruz! ?
